bir "love at first sight" hikayesi


söyleyene söylene gittim "allaan arabı insan programını önceden haber verir, herkes de seni mi bekliyo acaba" filan diye. (ırkçılık yapmak istemem ama ortadoğuluların iki temel problemi var tembellik ve programsızlık.) bu arada iletişimde olduğum kadın tam bir dingil, 3 saniye hafızası olan ve muhtemelen benim maaşım kadar para ödediği rüküş ayakkabılar giyiyor. bütün gece uyumamışım ve tüm sinirim üstümde ve sağda solda yansımamı gördükçe moralim "çok çirkinleştim ben yine" diye aşırı şekilde bozuluyor. 10 dakikalık gecikmeyle gittim, kapıdan içeri girdim ve orada kısa boylu böyle nasıl desem aşırı egzotik, yanık tenli ve yeşil gözlü bir adam dikkatimi çekti ve birden şimşekler çaktı, havai fişekler atıldı, konfetiler patladı. onlar da benim teşrif etmemi bekliyorlarmış, diyormuşum mesela. bunlar benim kafamın içinde oluyor, adamı görünce bayılayazdım. bi an çok panik oldum ve iç sesim aynen şöyle dedi: "shit, he is so hot, don't look at him, he will get it." (evet, iç sesim bazen ingilizce konuşuyor.)

ama bir şey oldu, o da beni fark etti. toplu foto çekimleri yapılıyordu ve onun da gözlerini kameradan fırsat buldukça bana çevirip bana baktığını fark ettim. zaten sonraki süreçte ilk fırsatta yanıma geldi ve çevresindekilere "bizi tanıştırmayacak mısınız, hanımefendi kim" dedi. sonra da hep yanımdaydı, benimle konuşuyor, bana bazı sorular soruyordu filan. bir ara benim bir söyleşi yapmam gerekiyordu onunla ve yalnız kaldık. o zaman bana "boynun çok güzel" dedi. ben şok. gayrıihtiyari elim boynuma gitti ve göz ucuyla etrafı kolaçan etme gereği duydum çünkü çok tuhaf bir iltifattı ve kesinlikle herhangi bir iltifat için ne pozisyonlarımız ne de zamanlama iyiydi. "ne" filan diye kaldım. tekrarladı sakin sakin, bu arada yan yana oturuyoruz ve bacaklarımı inceliyor ve kafamı çantadan kaldırıp ona bakmaya başladığımın farkında değil. "boynunu çok beğendim, postürünü çok güzel gösteriyor, model olabilirmişsin" dedi. ben iyice şok. tekrar kafamı çantamın içine soktum, bir şeyler arama bahanesiyle tavuk gibi çantamı bir süre eşeledikten sonra "bu galiba bir iltifattı" deyip yüzüne baktım meydan okuyarak çünkü orada iyice pısmıştım, bi silkelenmem gerekiyordu. çünkü erkekler böyledir senin çekingenliğini utangaçlığını ya da o konudan kaçındığını fark ederlerse uzatır ve üstelerler.

"tabii ki iltifattı, kesinlikle model olabilirmişsin" diye tekrarladı. ben de çok düşünmedim, zaten adamın kim olduğu ve ne kadar popüler olduğu hakkında bi fikrim filan da yok, bastım cevabı "teşekkür ederim ama model olmayı düşünmek için çok yaşlı ve çok zekiyim" dedim. hep çok mütevazıyımdır, bilirsiniz.

bu yine cool bi şekilde "hem güzel hem zeki olmak modellik için de bir avantajdır" diye konuşurken artık suratına "abartma istersen" gibisinden baktım. nitekim o da iş sebebiyle ve yeni tanıştığı bir kadın için ettiği lafların "çok fazla" olduğunu fark etmiş olmalı ki ansızın durdu.

o gün bu gündür, unutamıyorum. tanıştığımızın akabindeki birkaç gün resmen sarhoş gibiydim, google'layıp google'layıp fotolarına baktım. dürüst olmak gerekirse birbirimizi tanısak en azından kendi adıma ondan hiç hoşlanmayacağımı düşünüyorum ama yükselen libidomu dizginleyemiyor ve kendisiyle yatmak istiyorum evet.


Comments

Popular Posts