jk terapistte: beni bir psikiyatrist delirtti


başlığımı terapide attım. olup biteni -ağlamaktan pek beceremedimse de- terapistime anlatırken de böyle söyledim: "beni bi prikiyatrist delirtti."

ömrü hayatımda ilk defa terapist-hasta ilişkisi kurduğum/kurmaya hazırlandığım bir psikiyatristin karşısına geçip "ben çok mutsuzum, hayat böyle bir şeyse ben bunun sürdürülebilir olduğuna inanmıyorum, bana ilaç verin" dedim. ve vermedi. şimdi düzenli bir ilişkim var terapistimle. ve her ilişki başlangıcında olduğu gibi ben "yooo yooo bunu yapamıcam" filan diye kendimi zor tutuyorum. bunu ne kadar sürdürebileceğimi hem finansal açıdan hem psikolojik açıdan bilmiyorum. baştan ömür biçiyorum yine. gözümde büyüyor ve bi faydası olacağına inanmıyorum. dün terapiden çıktıktan sonraki ilk yarım saatte her ne kadar mutlu, daha doğrusu hafiflemiş olsam da -ki o kadar ağladıktan sonra evde de acayip hafifliyorum ve uykum geliyor- terapi sırasında ve gece boyu -uyurken- sürekli bu işe bir son vermem gerektiğini düşündüm. hatta bunu terapi sırasında terapiste de söyledim; 1 yıl buna devam etmemiz gerektiğini öğrendiğimde oradan koşarak kaçmak istedim ve hissiyatımı da belirttim.

terapistten de hoşlanmadım bu arada. muhtemelen yerinde her kim olsa hoşlanmayacaktım zaten. mimiklerini kontrol altında tutamıyor, insan anlattığı şeylere şaşıran bir terapiste bir şey anlatmak ister mi? istemez muhtemelen. o yüzden de arkadaşlarım en absürd sırlarını anlatırken bile çok olağan, herkesin başına gelen bi' şeymiş gibi ifadesiz bir suratla dinlerim. neyse... sırf bu terapi meselesi yüzünden bi türlü rahat rahat uyuyamadım. gece boyu iç sesim bana "bırak terapiyi yeağ n'alaka" deyip durdu. sonuç alabileceğime inanmıyorum. aslında ilaçtan da sonuç alabileceğime inanmıyorum. totalde bi inanç eksikliği var bende. mesela sosyalizmin geleceğine de inanmıyorum, dinlere ve dahi belki tanrıya bile inanmıyorum, insanların söylediklerine inanmıyorum, vs vs. inanmıyorsun da niye yapıyorsun demeyin, işte sağımda solumda insanların bi şekilde inancı var ben de onlar kendini yalnız hissetmesin, onlar da karamsarlığa kapılmasın, diye sürdürüyorum bu oyunu.

bu terapi meselesine de aslında biraz arkadaşlarımın ve adrien'ın zoruyla ikna oldum. terapist problemin ne olduğuna kanaat ettikten ve bana uygun ilacı yazdıktan sonra terapi görmeye devam edip etmeyeceğime karar vereceğim. kendimi bu şekilde sakinleştiriyorum. her ne kadar ikinci seansa bile gitmek istemesem de ortada çok bariz bir problemim var. diğer hiçbir şeyi kabul etmesem bile bunu kabul ediyorum: yeme bozukluğu! yeme bozukluğu kilo kaybına, kilo kaybı deformasyona, deformasyon özgüven kaybına neden oluyor ve kendime/bedenime baktıkça mutsuz olup ağlıyorum. memelerimi özledim. sırf bu yüzden bu terapilere devam etmek zorunda olduğumu anımsatıyorum kendime sık sık.

tabii bir de metrobüsten inmeye çalışırken ve fonda "lütfen inenlere öncelik tanıyınız" diye anons yapılırken ısrarla üstüme çıkmaya çalışan amcayı cinnet geçirip öldürmemem gerekiyor bi' gün.

ya da boş zamanlarımı değerlendirmek için yatağımı hayal etmiyor olmam gerekiyor. eskiden sergi gezmenin hayalini filan kurardım ya da yazardım artık en zahmetsiz biçimde eve dönüp uyumanın hayalini kuruyorum. işte bu yüzden terapiden çıktıktan ve o ilk yarım saatteki şahaneliği süratle üstümden attıktan sonra beyoğlu'nda bir bara gidip iki saat tek başına içtim. sonra barın işletmecisi olan arkadaşım bir süre eşlik etti bana ve en sonunda da beklediğim arkadaşım geldi. eve gidip yatmamak için dün gece yarısına kadar dışarda ve uyanık kalmaya zorladım kendimi.

böyle işte...

sevgiler
jk

Comments

  1. 300-300 psikolog ücretlerine hep çok acımışımdır :S

    ReplyDelete
    Replies
    1. ben de acıyorum aslında ki arkadaş vesilesiyle gittiğim için görece çok daha makul bir para ödüyorum.

      Delete

Post a Comment

Popular Posts