being normal


adrien aradı. yani aramadı, mesaj gönderdi. kadınlar günümü kutluyor. o kadar. ne ayaklarıma kapanmış beni affet diyor, ne hal hatır soruyor. belli ki aramaya da cesaret edememiş, 8 Mart'ı bahane ediyor. bunları beklediğim için değil tabii ama aradan yılbaşı, onun ve benim doğumgünlerimiz geçti, ben iki defa hasta oldum ve haberdar olduğuna eminim, kendisi ameliyat ol-muştur muhtemelen. bunların hiçbirinin değil de 8 mart'ın bahane olması çok sinir bozucu geldi bana. kaldı ki kızgınım kırgınım ve dahi barışmaya hiç niyetli değilim. hatta şu aşamada birkaç gün önce burada yazdığım gibi kafasına sıçacak kadar öfkeli de değilim.

bir arkadaşımın -eskiden oldukça sık görüştüğüm biriydi- bebeği olmuş, az önce facebook'ta gördüm. karısıyla bebeğin fotosunu paylaşmış.

ve gözyaşlarıma engel olamıyorum şu anda. çünkü kendimi çok yıpranmış ve yorgun hissediyorum. saçlarımda beyazlar var artık. şimdilik tek tükse bile. benim hiç normal olma, normal ilişkiler yaşama, normal bir aileye sahip olma fırsatım olmadı. hiç.

ve dahası... marjinal/özgün/aykırı olma -her ne boksa adı- fikri bana artık hem hiç "doğru" görünmüyor hem de hiç çekici gelmiyor. normal olmak istiyorum ben. sadece normal.

sevgiler
jk


Comments

Popular Posts