Ayrılsak da beraberiz ama nasıl?

Blogspot açılmış da haberim yok. Tabii bu süre zarfında verilecek havadisler birikti de birikti hatta bir kısmı beklemekten ekşidi bile.

Öncelikle uzatmalı sevgilim ilişkimiz tarihinde 2. kez ‘ex’ oldu. Bu defa kansız ve kolay oldu. Tabii ayrılmayı isteyen taraf ben olduğum için kan dökmeme gerek kalmadı da denebilir. Her neyse… Bu kısmını irdelemeyi sevmiyorum. 

Ayrıldık tabii ama nasıl bir ayrılık bu?

İşte ‘Ayrılsak da beraberiz’ tadında bir ayrılık… Her ne kadar bir elin beş parmağını geçmeseler de yakın arkadaş çevreme haberi verdiğimde yüzlerinde müstehzi bir tebessüm belirmedi değil. Olsun. Gene de ayrıldık. Şimdilik evi ayırmak için şartların olgunlaşmasını beklemek gerekiyorsa da yatakları ayırdık ve çük kadar evde birimiz salonda diğerimiz de tek malvarlığımız olan o göt kadar yatak odasında yatıyoruz. Her ne kadar ex sevgilim salonda yatma işini üstlendiyse de benim yine de gönlüm razı gelmedi ve yatak odasını birer hafta-dönüşümlü olarak kullanmayı önerdim. Şimdilik on güne varan ayrılsak da beraberiz sürecimiz ufak tefek kazalara karşın gayet olumlu bir biçimde ilerliyor.

Bu durum her ne kadar Little Cat B.yi pek memnun etmese ve düzeni bozulduğu için huysuzlaşmasına yol açsa da iş ortaklığını sürdürebilmemiz ve her şeyden önemlisi ‘dost’ kalabilmemiz için gerçekten gerekliydi. Yoksa yakında asla sonuçlanamayan ve sonuçlanması imkânsız olan sözlü münakaşalar birbirimizin ümüğünü sıkmaya varabilirdi. Kulağa korkunç geliyor, benim ilişkim asla bu hale gelmez gibi geliyor ama hiç de uzak değildi, kuvvetle muhtemel herhangi bir ilişki için de gerçekten hiç uzak değil her şeyin bir andan ters yüz olması. İnsan gerçekten ilişkinin o civcivli, heyecanlı, uyurken sevgiliyi sessizce izlemeli günlerini anımsadıkça yüreği burkuluyor ama yapacak bir şey yok. Ölen bir insanı hayata döndürmeye çalışmak gibi bir ilişkiyi kurtarmaya çalışmak. İlişkinin yaşı ne kadar küçükse biterken duyulan acı o kadar yakıcı… Zamanında iyi bakmadıysan ve karakterine saygı duymadıysan da suni teneffüs yaparken o kadar dönmemekte ısrarcı… Oldu da döndüyse asla eskisi gibi değil. Tıpkı beyne uzun süre oksijen gitmediği için dünyaya geri dönenlerde olduğu gibi hasarlı… Kalıcı hasarlı… Hem de beyinde…

Diyeceğim odur ki mirim, bitmiş bir ilişkiye tekrar başlamaya kalkışmak tecrübe etmeden öğrenilmesi, ders alınması mümkün olmayan bir hata… En iyisi mi şayet vaktinde müdahale edilebildiyse ve iki kişi arasındaki her şey nefrete dönüşmediyse yapılacak en iyi şey aradaki arkadaşlığı mümkün olan en az hasarla o ilişki sarmalının içinden çıkarıp kurtarmak… Zira özellikle uzun ilişkilerden sonra nasıl sudan çıkmış balığa dönülür, bilirim. Ayrıca onca zaman her şeyin paylaşıldığı en yakın dost, arkadaş, sırdaş bir sevgiliye değişilmemeli, derim.

Comments

Popular Posts